ÖNSÖZ

        Gelişmiş batı ülkeleri ve ABD'nde 18. yüzyılın ortalarından beri değerlendirilen mağaraların önemi, yurdumuzda yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Özellikle 1970'lerden sonra mağara araştırmaları ve bağlı olarak da ekonomik amaçlarla kullanım artmıştır. Günümüzde çok sayıda mağara başta turizm olmak üzere; depolamacılık, kültür mantarcılığı, mağara tedavisi, askeri amaçlarla sığınak olarak ülke ve yöre ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Herhangi bir mağaranın fiziki özellikleri; o mağaranın hangi amaçlara uygun olarak kullanılabileceğini belirler.

        Ülkemizde, bugün çok sayıda mağara turizm amacıyla kullanıma açılmıştır. Büyük bir bölümü kıyı bölgelerimizde olan bu mağaralardan en tanınmış olanları şunlardır: Karain (Antalya), Damlataş (Alanya), İnsuyu (Burdur), Narlıkuyu - Dilek (Silifke), Köşekbükü (Anamur), Eshab-ı Kehf (Tarsus), Yarımburgaz (İstanbul), Buzluk (Harput), Karaca (Gümüşhane), Ballıca (Tokat) ve Zindan (Aksu-Isparta). Bunların yanında bazı mağaraların uygulama projeleri hazırlanarak, turizm amaçlı kullanım için düzenlemeleri yapılmaktadır.

        Toros karst kuşağı içinde bulunan İsparta'da çok sayıda mağara gelişmiştir. MTA Mağara Araştırmaları Ekibi tarafından 1987-1988 yıllarında 28 adet mağaranın etüdü yapılmıştır. Bu mağaralardan turizm amaçlı kullanıma en uygun olanları Zindan (Aksu), İnönü (Sarıidris - Eğirdir), Kuz (Kesme - Sütçüler) ve Ayıini (Özgüney - Yalvaç)'dır. Zindan Mağarası kısmen de olsa turizme açılmıştır.

        Konya ve doğu illerini Akdeniz ve Ege'ye bağlayan kara yolunun yakınında, Eğirdir Gölü'ne hakim bir noktada bulunan İnönü Mağarası; gerek mağara içi damlataşlan ve antropolojik özelliği, gerekse doğal çevrenin güzelliği nedeniyle, turizm amaçlı kullanıma son derece uygundur. Eğirdir gibi yoğun turizm hareketinin yaşandığı bir bölgeye çok yakın oluşu, bu önemini daha da artırmıştır.