HATAY-ANTAKYA-KİSECİKKÖYÜ ALTIN ARAMALARI IP-EM. TURAM VE SP ETÜDÜ

ÖZET
        MTA Genel Müdürlüğü ile Yurttaşlar A.Ş. arasında oluşturulan sözleşme gereği, Hatay-Kisecik Köyü 2535 No'lu 1.6 km²'lik ruhsat sahasında Haziran-Ağustos 1989 tarihleri arasında jeofizik (IP, Em.Turam ve Sp) etütleri yapılmıştır.
        Sahada en altta Kretase yaşlı gabro, diyorit ve diyabaz dayk karmaşığı sıralanmakta ve bunun üzerine Kuvaterner yaşlı taraçalar yer almaktadır.
        Cevherleşme ise, intrüzif diyoritlere bağlıdır. Diyoritlerin hidrotermal solüsyonları, diyabazların çatlaklı, kırıklı ve faylı zonlarında yükselerek sülfitli damar tipi cevherleşmeyi oluşturmuştur.
        Yukarıda belirtilen oluşuma, göre de cevherin sülfitli olması nedeniyle, IP damar, dayk ve çatlak sistemi içerisinde olması nedeniyle Em. Turam, yerdeki iletken ve dirençli ortamların kontaklarında oluşan (Diyabaz-dayk karmaşığı ve diyorit kontağı) iyon yoğunluğundaki dengesizliklerden kaynaklanan potansiyel akımlarının oluşturduğu, doğal gerilimi yüzeyden ölçmek için ise SP yöntemleri uygulanmıştır.
        Damar veya çatlaklardaki sülfitli cevherleşme Kızıltepe Sahası'nda genel olarak doğu-batı yönünde, Deliklitepe tarafında ise kuzey-güney yönünde olduğundan jeofizik profilleri, bu yönlere dik olacak şekilde atılarak ölçümler yapılmıştır. Dolayısıyla ilgili saha Kızıltepe ve Deliklitepe olarak düşünülmüş ve değerlendirilmiştir.
        Her iki sahada da ortalama uzunluğu 1 km olan 23 profilde Dipol-Dipol elektrot düzeniyle a=60 m ve n=4'e kadar olmak üzere 320 noktada IP ölçümü, bobin aralığı 30 m olmak üzere 450 noktada Em. Turam, ölçü aralığı 30 m olmak üzere de 550 noktada SP ölçümleri yapılmıştır.
        Sahada yapılan 3 jeofizik yönteminin değerlendirilmesi sonucu, kaynağı iletken sülfitli cevherleşmeden olabilecek anomali zonları tespit edilmiştir. Bu anomalilerin amaçlanan cevherleşme ile ilişkisini ve kaynağını kesin olarak saptamak amacıyla 11 adet eğimli mekanik sondaj önerilmiştir (cevherleşmenin genel olarak damar ve çatlak tipi olması nedeniyle daha olumlu sonuç alınabilmesi için, mekanik sondajların eğimli yapılması gereklidir).