1. ÖZET
        Keçiborlu Kükürt Ocakları Yöresi'nde şiddetli metasomatizma ve alterasyonun görülmesi ve kükürt yataklarının fayın düşen blok tarafında ofiolitik melanj içinde yerleşmesi ve fay boyunca dizilmesi, submagmatizmanın fay boyunca etken olduğunu göstermektedir. Uzaktan algılama fotoğraflarında, bu fayın, Afyon ve Isparta Volkanizmaları arasında uzandığı görülmektedir. Kükürt Fayı'nın Likya Napı ön cephe sınırı ile çakışması tesadüf değildir. Orta Miyosen'de ofiolitler Likya Napı ile yöreye yerleştiği zaman kabuk kalınlaşması olmuş ve sonunda Üst Pliyosen zamanında, bu kabuk kalınlaşması ağırlığının doğurduğu düşey gravite stresi neticesinde napın ön cephe sınırından çökmüş ve kükürt fayını oluşturmuştur.
        Kabuk kalınlaşması, aynı zamanda, kabuğun temelde ana tektik ergimesine ve magma hacminin genleşmesine ve Üst Pliyosen'e kadar bu anatektik magmanın Afyon ve Isparta Volkanizmaları olarak yeryüzüne boşalmasına neden olmuştur. Kükürt fayımız, Üst Pliyosen'de Afyon ve Isparta Volkanizmaları arasında oluşan çöküntü graben senklinalinin doğu kanadını oluşturmaktadır.
        Her ne kadar, Likya Napı'nın yöreye yerleşim yaşı, Orta Miyosen ise de, yöredeki allokton ofiolitik kütlenin tamamı Üst Kretase-Lütesiyen zaman aralığında kuzey Neo-Tetisin kapanmasıyla  İzmir-Ankara Kenet Kuşağı boyunca, kuzeyden bölgeye ve Anatolid Torid  platformu üzerine taşınmış bulunuyordu. Likya Napları ise bu ofiolitleri bir kademe daha güneye ve güneybatıya sürükleyerek bugünkü cephe sınırı konumuna yerleştirmiştir.
        Kükürt Fayı'nın kuzey kuzeybatı-güney güneydoğu doğrultusu tesadüf değildir. Arap-Afrika Plakası ile Avrupa-Asya Plakası'nın Alpin orojenezini doğuran kuzey-güney yakınlaşması ve sıkışması neticesinde kuzey kuzeybatı-güney güneydoğu yönlü ve kuzey kuzeydoğu-güney güneybatı yönlü ve doğrultu atımlı zayıf zon çiftleri oluşmuştur. Kükürt Fayı'da böyle bir zayıf zon üzerinde yerini almıştır.