ÖZET
        Araştırmada, havzalardaki tortul formasyonların karşıtı (korelanı) olan aşınım yüzeyleri ile kıyı ve akarsu sekilerinin yükselim alanlarındaki yayılımı ve tektonik olaylar etkisiyle durum değiştirmeleri incelenmiştir. Çalışmalar sırasında Oligosen sonları (D 0), Miyosen sonları (DI), Pliyosen sonları (D II), Pliyosen sonları (D III) ve En Alt Pleyistosen'e ait aşınım ve birikinti yüzeyleri ile Alt (S 1), Orta (S 2), ve Üst (S 4,5) Pleyistosen ile Holosen'e (S 6) ait sekiler saptanıp haritalanmıştır. Bunlardan D I yüzeyleri Miyosen'in sürekli tropikal iklimleri etkisi altında oluşmuş yontuk düzler (peneplenler); D II ve D III yüzeyleri Pliyosen'in dönemli kurak ve yarıkurak iklimleri etkisinde pediment ve pediment benzeri etek düzleri ve birikinti ovaları biçimindedir. Pleyistosen'in ılıman fakat değişken iklimleri etkisi altında V biçimli vadiler ve sekiler oluşmuştur. Bu sekilerin oluşmasında östatik deniz seviye oynamalarının da etkisi vardır.
        Bölgedeki tortulanma çanaklarında oluşan Oligosen formasyonları D 0 aşınım yüzeyinin; Çanakkale Formasyonu'nun alt üyeleri D I yontuk düzünün; aynı formasyonun Bayraktepe Üyesi'nin D II dolgu yüzeyinin; Conkbayırı/Arıburnu Çakılları üst bölümü ile Bayramiç Havzası genç dolguları üst bölümünün D III aşınım yüzeyinin; Gelibolu Çavda/Bakuniyen depolarının D IV aşınım düzlüklerinin yaşıtı (korelanı) olduğu saptanmıştır.
        Morfotektonik bakımdan Biga Yarımadası Miyosen sonlarına kadar KD-GB uzanışlı büyük tek bir tektonik blok görünümündedir. Miyosen'i izleyen hareketlerle Biga Yarımadası'nda Kazdağı'nın yükselmesi Çanakkale Yöresi'nin alçalması sonucunu doğuran, kuzeye bir çarpılma olmuş, Edremit Çöküntüsü belirmeye başlamış, Kozak Bloğu Kazdağı'na oranla biraz daha alçakta kalmıştır.
        Pliyosen ortalarındaki hareketler eski büyük blokta mozaik biçimli parçalanmalara neden olmuş, Gökçeada Şelf Alanı ile Ezine-Behramkale kuzey-güney uzanışlı kesimi birer alçalım; Çığrı Dağı ile Kazdağı'nın batı ve doğu kesimleri ise farklı oranlarda yükselim alanları olma eğilimi göstermişlerdir. Babakale ve Behramkale çevresindeki volkanizma ile bu farklı küçük parçalara bölünme arasında bir ilişki olsa gerektir.