ÖZET
      Bu rapor 1977 yılında tarafımızdan hazırlanan ve aynı sahayı kapsayan 1217 arşiv numaralı, (Derleme No.6229) ön çalışmalar raporunun devamı ve neticesi mahiyetindedir. Bu yüzden aslında 1976 yılında başlayan saha çalışmalarının bundan evvelki bölümleri yukarıda adı geçen raporda bahsedilmiş olduğundan bu raporda yalnız 1973 yılında yapılan çalışmalar izah edilecektir. Yine bu raporda sahanın coğrafyası, jeolojisi, stratigrafisi ve yapısal jeolojisine özet olarak değinilecek. Yapılacak işin ağırlık noktasını teşkil eden ekonomik jeoloji çalışmaları izah edilecektir.
      1978 yılı içinde çalışmalara başlandığında kamp yerinin Çankırı'da olmasına karşılık nisan ayından itibaren araziye yakın olması ve kira yönünden daha elverişli bir bina bulunması sebebiyle kamp binasını Eldivan Kazası'na taşıdık. Çalışmalarımız sırasında 1/5.000 ölçekli olarak Sanı Yaylası'nda 18 km² Çapar Köyü civarında 6 km² Şabanözü Yaylası'nda da 10 km² olmak üzere toplam 34 km²'lik bir sahanın jeolojisi tamamlandı. 100 m³ civarında 1/25.000 ölçekli prospeksiyon mahiyetinde jeoloji çalışması yapıldı. Arazi işçi alımı gecikmesi yüzünden 1000 m³ olan yarma programının ancak 200 m³'ü gerçekleştirildi. 400 m olan sondaj programının ise yarısına yakın kısmının refrakter kile aktarılmasıyla toplam 177.94 m sondaj yapılmıştı. Manyezit tenörünün yanal ve dikine durumunun, araştırılması içinde 22 adet numune yeterli görülmüştür.
       Saha çalışmaları sırasında ümitli olarak gördüğümüz Çapar Köyü kuzeydoğusundaki Cabbar Dede Tekke Mevkii'ndeki manyezit zuhurları yapılan yarmalar neticesinde tamamen yüzeysel olduğu yarım metre altında altere serpantine geçtiği yine aynı şekilde Sanı Yaylası mevkiindeki zuhurlarında tamamen yüzeysel olduğu gözlenmiştir. Bu durumda bu iki sahanında rezerv çalışmalarına etki edeceği düşünülemez.
       Ayrıca Sanı Yaylası'nda yapılan yarmalarda da istenen sonuçlar elde edilememiştir. Şöyle ki; Yerköy Yayla ve Ortaköy Yayla doğusundaki 1607 rakımlı tepenin doğu yamacındaki manyezit yarmalarından bu zuhurların köksüz ve yüzeysel olduğu anlaşılmıştır.