ÖZET
        Çalışmanın amacı Ankara-İstanbul Otoyolu Bolu Dağı Geçişi'nin bölgesel sorunlarına jeolojik bir yaklaşımla eğilmektir. Sözü edilen kesimin, birinci derece deprem bölgesine girmesi ve diri heyelanlar bulundurması başlıca sorunları oluşturmaktadır. Bölgede Devoniyen öncesi yaşta granit kütlesi ile dokanak metamorfizması ürünleri, Devoniyen yaşta kumtaşı ve kireçtaşı, Kretase yaşta kumtaşı, çakıltaşı, kireçtaşı ve kil ara katkılı kumlu kireçtaşı, Eosen yaşta kumtaşı, kiltaşı, killi kireçtaşı ve kumlu kireçtaşı bulunmaktadır. Bu kayalar kendi başlarına mühendislik işleri için bir sorun oluşturmazlar. Bölgede yaygın olarak görülen Pliyosen yaşta gevşek tutturulmuş çakıltaşı ve killi kumtaşından ibaret olan gölsel çökeller otoyol için istenmeyen gereçlerdir. Ancak bu birimin tabakalanmasının yatay oluşu ve "ön güzergah incelemesinde" önerilen yolun geçtiği kesimde yarma ile dolgunun fazla bulunmaması nedeni ile önemli sorun oluşturmayacağı kanısındayız. Ancak yine önerilen güzergah parçasının geçeceği kesimlerde alüvyon, heyelan malzemesi, etek molozu ve Göğüslük gibi Kuvaterner yaşta oluşuklar bulunmaktadırlar ki, bu birimler sürekli heyelan yapma eğilimindedirler. Bu gereçlerin yol yapımı sırasında kazınması gerekir.Sözü edilen bölgenin tümü birinci derecede deprem bölgesi kapsamına girmektedir. Bu nedenle yola ve özellikle sanat yapılarına yüksek yatay ivmelerin etkiyeceği göz önünde tutulmalıdır. Ön güzergah incelemesinde önerilen yüksek viyadük ayakları bu bakımdan çok büyük sakınca doğurmaktadır. Bu durum gözetilerek viyadük yüksekliklerini düşürmeyi amaçlayan bazı değişiklikler yapılmalıdır, ayrıca da Dokurcun Vadisi'nin ikinci bir seçenek olarak incelenmesinde yarar görülmektedir.