1. ÖNSÖZ
        Artan enerji ihtiyacını karşılamak gayesiyle araştırılan yeni enerji kaynaklarının bir türü olan jeotermal enerji bugüne kadar ki tatbikatının verdiği sonuca göre büyük önem taşımaktadır. Petrol, kömür gibi bitici olmayışı önemini arttırmaktadır. Dünyanın birçok milletlerinde bu enerjiden büyük miktarda elektrik enerjisi elde edilmektedir.Diğer bir istifade yönünde sıcak sularla şehir ısıtmacılığıdır. İtalya, İzlanda, Fransa, Yeni Zelanda ve Amerika'da birçok şehirler tabii sıcak sularla ısıtılmaktadır. Türkiye'nin aktif faylar üzerinde bulunması aynı zamanda tarihi zamanlarda aktif olan volkanik zonlar kuşağına girmesi jeotermal enerjiden çok yönlü yararlanabileceğini göstermiştir. 1962 yılından beri sürdürülen çalışmalar olumlu sonuçlar vermiştir. Türkiye'nin başkenti Ankara gerek yerleşme yerinin coğrafi durumu ve gerekse çok değişik enerji türlerinin ısıtıcı olarak kullanılması sonucu gün geçtikçe artan kirli bir hava ile sarılmaktadır. Hava kirliliğini önleyici çeşitli projeler yanında da düşünülen jeotermal enerji olanakları ile ısıtma yöntemi şartlarını araştırmak gayesiyle Mayıs 1972 ayından itibaren Ankara çevresinde çalışmalara başlanmıştır. Nüfusu 1.5 milyona varan şehrin ısıtılması her şeyden evvel sıcak su rezervinin yüksekliğine bağlıdır. Her ne kadar Ankara çevresinde geniş yayılımlı 18-55 C° arasında sıcaklıkları değişen sıcak su kaynakları mevcut ise de yeterli sıcak su rezervi yeterli jeolojik yapıya bağlı olduğu bir gerçektir. Ayrıca şehre yakınlık ilkesi aranılan şartlardandır. İki senedir sürdürülen ve 4000 km'lik detay jeolojik çalışmalar sonucunda Ankara'nın kuzey ve kuzeydoğusunda üç termal alan değerlendirmeye gidilmesi için sınırlandırılmıştır. Buralarda jeoloji çalışmalarla birlikte bütün kaynakları kapsayan hidrokimyasal analizler yapılmış ve bunlardan hazne kaya ve elde edilebilecek sıcak suyun derecesi, özellikleri hakkında yorumlamalara gidilmiştir.