Bu proje iki aşamalı olarak planlanmıştır. Birinci aşamasında atıkların bertaraf teknikleri ve depolanma alanlarının yer seçimi kriterleri üzerine bir araştırma, ikinci aşamasında ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunun 4. maddesi uyarınca OSB yer seçimi yönetmeliği MTA Genel Müdürlüğünü faaliyetin türünü de dikkate alarak yer seçimi ile ilgili olarak görüş vermek üzere görevlendirmektedir. 16.12.2003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ÇED yönetmeliğinin 8. maddesi gereğince herhangi bir faaliyet ile ilgili olarak başlatılan ÇED sürecinde, Halkın Katılımı, Bilgilendirme, Kapsam ve Özel Format Belirleme, İnceleme-Değerlendirme komisyon toplantıları ve arazi çalışmalarına MTA Genel Müdürlüğünün katılım sağlaması talep edilmektedir. Valiliklerin İl Çevre ve Orman Müdürlüklerinin çeşitli amaçlara yönelik yer tetkiki çalışmalarına katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Endüstrileşmenin ve sanayileşmenin sonucu olarak her geçen gün artan atıklar aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:
1-Evsel atıklar
2-Endüstriyel atıklar
3-Maden atıkları
4-Radyoaktif atık ürünler
5-Diğer tehlikeli atık ürünler
Bu beş grupta toplanan atıklar, birbirinden oldukça farklı özellikler gösterirler. Bu yüzden depolama işlemleri için ekonomik çözümleri de farklıdır. Bu nedenle atıklar türlerine göre ayrılmalı ve her biri çevreyi olumsuz etkilemeyecek şekilde bertaraf edilmelidir.
Teknolojik gelişmeleri takiben hızlı endüstrileşme ve buna bağlı olarak miktarı her geçen gün artarak üretilen atıkların hali hazırda yürürlükte bulunan mevzuatlar çerçevesinde bertaraf edilmesi zorunludur.
Ekonomik ve sosyal kalkınmanın oluşturduğu baskıyı azaltmak ve doğal kaynakların korunmasını sağlamak adına, sağlıklı yaşam koşullarının oluşturulması ve evsel, sanayi, maden ve tehlikeli atıkların bertaraf edilmesi için etkili bir çevre yönetimine ihtiyaç duyulmaktadır.
Toplum sağlığı ve çevre için büyük önem taşıyan katı atık yönetimi, ülkemizin Önemli sorunları arasındadır. Nüfus artışına, teknolojik gelişmeye, sanayileşme ve kentleşmeye paralel olarak gerek miktar, gerekse içerik açısından hızla artan katı atıkların doğaya olumsuz etkileri önemli bir çevre problemi haline gelmiştir. Kentsel katı atıkların uygun biçimde biriktirilmesi, toplanması ve uygun değerlendirme tesislerine veya noktalarına taşınması, bu noktalardaki alıcı ortamda çevresel etki yönünden sakınca yaratmayacak biçimde bertaraf edilmesi yerleşim biriminde yaşayan halkın ve çevrenin sağlığı için en önemli unsurlardan birisidir.
Katı atıkların bertaraf edilmesi günümüzde, düzenli depolama, yakma, kompostlaştırma, geri kazanma gibi teknolojilerin birinin ya da birkaçının birlikte uygulanması suretiyle gerçekleştirilmektedir. Bu teknolojiler arasında düzenli depolama, katı atıkların uzaklaştırılmasında dünyada en çok kullanılan ve diğer metotlara nazaran daha ekonomik bir yöntemdir. Ülkemizde de Belediyelerin karşı karşıya bulunduğu mali problemler göz önüne alındığında, katı atıkların bertarafı için düzenli depolamanın kullanımı zaruri hale gelmiştir.
Endüstri sahalarındaki katı atık problemleri en az bu alanlardaki hava kirliliği ve atık su problemi kadar önem arz etmekte olup endüstriyel atık içeriği olan atıkların özel olarak bertaraf edilmesi gerekmektedir. Ülkemizde endüstriyel atıkların bertaraf edildiği tesislerin yeterli sayıda olmaması, Avrupa Birliği'ne giriş süreci içerisinde bu tip tesislerin kurulması gerekliliğini daha da ön plana çıkarmıştır. Türkiye genelinde oluşan endüstriyel atık miktarı yıllık 2,0 ~ 2,5 milyon ton olarak tahmin edilmektedir. Evsel atıklardan ayrı ve daha itinalı bertaraf edilmesi gerekli olan bu atıklar kontrolsüz bir şekilde çevreye verilebilmekte, bu durumda çevre ve insan sağlığı açısından ciddi risk oluşturmaktadır.