Ülkemizde koruma statüsüne alınmamıĢ, ancak ulusal ve uluslararası koruma kriterleri
açısından değerlendirildiğinde, estetik/görsel, bilimsel ve eğitsel açıdan enderlik sunan, bu
bağlamda mutlaka korunması ve gelecek kuĢaklara ulaĢtırılması gerekli jeolojik alanlar,
oluĢumlar ve yapıların bulunduğu alanları belirlemek amacı ile M.T.A. Genel Müdürlüğü
Jeoloji Etütleri Dairesi tarafından yürütülen "Milli Parkaların Jeolojisi ve Jeopark Alanları’nın
Belirlenmesi Projesi"; 2002 yılında programlanmıĢ, 2003 yılında arazi çalıĢmalarına
baĢlanmıĢtır. 2009 yılından itibaren ise projenin ismi “Türkiye’nin Jeolojik Miras Alanları
Envanteri Projesi” olarak değiĢtirilmiĢ olup, bu amaç ve doğrultuda çalıĢmalara devam
edilmektedir.
Jeolojik miras alanlarının envanterini hazırlamak, koruma altına alınmasını sağlamak ve
toplumda bu konuda bilinç ve farkındalık yaratmak projenin ana hedefleri arasındadır.
Bu kapsamda "Biga Yarımadası" çalıĢma alanı olarak seçilmiĢ ve jeositleri
belirlenmiĢtir. Öncelikle çalıĢma alanı içerisindeki jeolojik oluĢum süreçleri açısından
enderlik sunan, görsel güzelliği olan, jeoturizm ve jeoloji eğitimi açısından önem arz eden ya
da örnekleri içerisinde özelliklerini en iyi korumuĢ yapılar ve alanlar belirlenmiĢ, koruma
nedenleri tariflenmiĢtir.
Biga Yarımadası, sahip olduğu jeolojik ve jeomorfolojik değerleri kadar tarihi,
arkeolojik ve fauna-flora özellikleri açısından da önem arz etmektedir. Alan içerisinde çeĢitli
volkanik yapılar (bazalt sütunları ve ignimbritler), tuz oluĢum alanları, jeotermal sahalar,
çeĢitli sedimantolojik yapılar (gel-git düzlüğü, delta, çeĢitli oturma yapıları gibi) ve bu yapılar
içerisinde gözlenen silisleĢmiĢ ağaç parçaları ile memeli fosilleri, antik maden ocakları (altın,
demir, mermer, granit, bakır-kurĢun-çinko), kıyı yapıları, mağaralar, kanyonlar, Ģelaleler ve
Gelibolu Yarımadası kumtaĢı heykelleri bu çalıĢma sonucunda tesbit edilen jeositlerin ana
baĢlıklarını oluĢturmaktadır.
Bu alanın seçilmesinin ana amaçlarından birisi de tarih ile jeolojinin iç içe olması,
jeolojik özelliklerin yanında tarihsel zenginliklerin de bol olmasıdır. Biga Yarımadası,
dünyaca ünlü Truva antik Ģehri gibi farklı dönemlere ait birçok antik Ģehir barındıran, bu antik
Ģehirlerle iliĢkili antik maden ocaklarının, su kemerleri ve köprülerin bulunduğu her yerinden
tarih fıĢkıran bir alandır. Yarımada’nın neresine bakılsa insan ve doğanın iliĢkisine dair
ipuçlarını görmek mümkündür.