ÖNSÖZ
        Farklı oluşum ortamı ve yapısal özelliklere sahip tektonik birliklerin yan yana geldiği yurdumuz, erimeye uygun karbonatlı ve sülfatlı kayalarla kaplı yüzeylerin genişliği bakımından Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda bulunmaktadır. Kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı, dolomit, karbonat çimentolu kumtaşı ve konglomera ile jipslerden oluşan erimeye uygun kayalar; yurdumuz yüzölçümünün yaklaşık % 35-40'nı oluşturmaktadır. Bu kadar geniş bir yüzeylenime sahip olan bu kayalarda; yeraltı ve yerüstü sularının oluşturduğu doğal mağaraların da çok yoğun bir şekilde gelişeceği şüphesizdir. Buna karşılık tarih öncesi dönemlerden beri insanların barınak sığınak, ibadet yeri gibi değişik amaçlarla işlenmeye uygun kayaları kazmaları sonucu oluşturdukları yapay mağara ve yeraltı şehirleri ülkemizde son derece yaygındır. Ancak bu doğal ve yapay mağaraların tamamı etüt edilmediğinden dolayı, sayılan hakkında kesin bir rakam vermek mümkün değildir.
        Birçok ülkede 18.yüzyıldan beri değişik amaçlarla kullanılan mağaraların önemi yurdumuzda henüz yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Özellikle 1970'lerden sonra mağara araştırmaları ve buna bağlı olarak da ekonomik amaçlarla kullanım artmıştır. Günümüzde çok sayıda mağara görsel, arkeolojik, prehistorik, dini motiflerine göre; başta turizm olmak üzere, askeri yönden sığınak ve lojistik alan temini, kültür mantarcılığı, meyve ve sebze depolamacılığı, iyi kalite tulum peyniri üretimi, yeraltı suyu temini, guano ve plaser mineral çıkarımı gibi amaçlarla kullanılarak yöre ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Bunun yanında mağaraların fiziki yapılan bölgesel jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik, ekolojik ve arkeolojik özellik ve gelişimi karakterize ettiklerinden; bilimsel çalışmalarda da önemli verileri içlerinde saklarlar. Ülkemizde binlercesinin bulunduğu mağaraları inceleyerek ekonomik potansiyellerini belirlemek amacıyla 1979 yılından beri MTA Jeoloji Etütleri Dairesi, Karst ve Mağara Araştırmaları Birimi'nce yürütülen Mağara Araştırmaları Projesi çalışmaları dahilinde, çok sayıda mağaranın etüdü yapılarak turizme açılmıştır.
        Ankara'yı Kapadokya Bölgesi'ne bağlayan yol üzerinde bulunan Kırşehir'de erimeye uygun karbonatlı kayalar çok sınırlı alanlarda yer alırlar. Bu nedenle, bu ilimizde belirgin bir doğal mağara gelişiminden söz edilemez. Buna karşılık yoğun tarihi yerleşkeleri ve yapay mağaraların bulunduğu Dünya Miras Listesi'nde yer alan Kapadokya sınırları içerisinde bulunan Kırşehir'de çok sayıda bu tür yapılar vardır, İl Merkezi'nde ve değişik ilçelerde yer alan bu yapılardan Kümbetaltı Yeraltı Şehri; Kırşehir Valiliğinin MTA Genel Müdürlüğü'ne talebi üzerine ekim 2007'de incelenerek, bu rapor hazırlanmıştır.