ÖNSÖZ
        Büyük bir bölümü karstlaşmaya uygun karbonat ve sülfatlı kayalarla kaplı olan yurdumuzda onbinlerce mağara gelişmiştir. Sahip olduğu canlı-cansız değerleri ile büyük bir ekosistem ve ekonomik potansiyel oluşturan ve gelişmiş ülkelerde 18. yüzyılın ortalarından beri değerlendirilen mağaraların önemi yurdumuzda yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Özellikle 1970'lerden sonra mağara araştırmaları ve buna bağlı olarak da ekonomik amaçlarla kullanım artmıştır. Yeraltısularının, karbonat ve sülfatlı kayaları, belirli etken ve süreçlerin denetiminde, bir dizi fıziko-kimyasal olay sonucu eritmelerine bağlı olarak gelişen mağaraların fiziki özellikleri ve bulunduğu sosyo-kültürel bölge; o mağaranın hangi amaçlara uygun olarak kullanılabileceğini belirler. Günümüzde bir çok mağara başta turizm olmak üzere, depolamacılık, iyi kalite tulum peyniri üretimi, kültür mantarcılığı, mağara tedavisi, askeri amaçlarla sığmak ve lojistik alan yeri, plaser maden çıkarılması ve yeraltı suyu temini amaçlarıyla kullanılmaktadır.
        Orta ve Doğu Karadeniz Bölgeleri, erimeye uygun kayaların, çok sınırlı bir alanda yüzeylenmeleri nedeniyle, mağara gelişimi açısından; ülkemizin en fakir yöreleri arasında yer alırlar. Bu bölgelerin, özellikle deniz kenarına yakın kesimlerinde hemen hemen hiç mağara yoktur. Giresun ili de aynı özelliklere sahiptir. Buralarda bulunan veya bulunacak her bir mağaranın, bölge için önemi son derece büyüktür. Bu nedenle Espiye'nin 33 km güneyinde, Avluca ve Yeniköy Köyleri arasındaki Karadona Deresi batı kenarında yer alan ve içinden çıkan suyun yedi adet değirmen çalıştırdığı kaynağın, aslında bir mağara olduğu anlaşılınca, mağara turizmi açısından beklentilere girişilmiştir. Yöre halkınca Patlaksu olarak adlandırılan bu mağara, Giresun Valiliği'nin talebi üzerine, Kasım 2006 tarihinde, MTA Karst ve Mağara Araştırmaları Birimi elemanlarınca incelenerek, bu rapor hazırlanmıştır.